NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’Z-ZEKAT

<< 926 >>

حد الغنى ما هو

88- Kişiyi Muhtaç Olmaktan Çıkaran Mal Miktarı

 

أنبأ أحمد بن سليمان قال حدثنا يحيى بن آدم قال ثنا سفيان الثوري عن حكيم بن جبير عن محمد بن عبد الرحمن بن يزيد عن أبيه عن عبد الله بن مسعود قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم من سأل وله ما يغنيه جاءت خموشا أو كدوحا في وجهه يوم القيامة قيل يا رسول الله وماذا يغنيه أو ماذا أغناه قال خمسون درهما أو حسابها من الذهب قال يحيى قال سفيان وسمعت زبيدا يحدثه عن محمد عن عبد الرحمن بن يزيد

 

[-: 2384 :-] Abdullah b. Mes'ud der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Her kim kendisine yetecek kadar malı olduğu halde dilenirse, kıyamet gününde yüzü tırmalanmış veya yara içinde çıkar" buyurdu. "Va Resulalıah! Kişiyi başkasına muhtaç etmeyecek veya kendisine yetecek kadar olan mal ne kadardır?" diye sorulunca: "Elli dirhem veya buna denk altın" buyurdu.

 

Süfyan der ki: Bu hadisi Zübeyd'in de Muhammed b. Abdirrahman b. Yezid'den naklen aktardığını işittim.

 

Nesai der ki: Yahya b. Adem dışında bu hadisin senedinde Zübeyd'i zikreden başka birini daha bilmiyoruz. Bu hadisi de sadece Hakim b. Cübeyr kanalıyla biliyoruz. Hakim de zayıf birisidir. Şu'be'ye de Hakim'in rivayetleri sorulunca: "Onun rivayetlerinden yana ateşe girme endişem var" demiştir. Zira önceleri ondan rivayetlerde bulunmuştu.

 

Mücteba: 5/97; Tuhfe: 9387.

 

 

باب الإلحاف في المسألة

89- istemede Haddi Aşmak

 

أنبأ الحسين بن حريث قال أنبأ سفيان عن عمرو عن وهب بن منبه عن أخيه عن معاوية أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال لا تحلفوا في المسألة فلا يسألني أحد منكم شيئا وأنا له كاره فيبارك له فيما أعطيته

 

[-: 2385 :-] Muaviye'nin bildirdiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"İstemekte (dilenmekte) haddi aşmayın! Yine vermek istemediğim halde ısrarla benden bir şeyi isteyip alan kişinin aldığının bir bereketi olmaz" buyurdu.

 

Mücteba: 5/97; Tuhfe: 11446.

 

 

من الملحف

90- Haddi Aşanlar Kimlerdir?

 

أنبأ أحمد بن سليمان قال ثنا يحيى بن آدم عن سفيان بن عيينة عن داود بن شابور عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم من سأل وله أربعون درهما فهو ملحف

 

[-: 2386 :-] Amr b. Şuayb, babasından, o da dedesinden naklen Resulullah'ln (s.a.v.): "Kırk dirhemi olduğu halde başkalarına el açan kişi haddini aşmış demektir" buyurduğunu işittim.

 

Mücteba: 5/98; Tuhfe: 8699.

 

 

أنبأ قتيبة بن سعيد قال حدثنا بن أبي الرجال عن عمارة بن غزية عن عبد الرحمن بن أبي سعيد عن أبيه قال سرحتني أمي إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فأتيه فقعدت فاستقبلني وقال من استغنى أغناه الله ومن استعف أعفه الله ومن استكفى كفاه الله عز وجل ومن سأل وله قيمة وقية فقد ألحف فقلت ناقتي الياقوتة هي خير من وقية فرجعت ولم أسأله

 

[-: 2387 :-] Abdurrahman b. Said el-Hudrl, babasından bildirir: Annem beni bir şeyler istemek üzere Resulullah'a (s.a.v.) gönderdi. Yanına varıp oturduğumda bana doğru döndü ve: "İffetli olmak isteyen kişiyi Allah iffetli kılar. Elindekiyle yetinmek isteyen kişiyi Allah başkalarına muhtaç bırakmaz. Bir ukiyyelik gümüşü olduğu halde başkalarına el açan kişi haddini aşmış olur" buyurdu. Yakute adındaki devemin bir ukiyyeden (kırk dirhemden) daha fazla ettiğini düşündüğümde ondan bir şey istemeden geri döndüm.

 

Mücteba: 5/98; Tuhfe: 4121 .

 

Diğer tahric: Ebu Davud (1628), Ahmed, Müsned (11060) ve İbn Hibban (3390)

 

 

إذا لم يكن له دراهم وكان له عدلها

91- Kırk Dirhemi Olmayan Ancak Buna Denk Malı Olan Kişi

 

قال الحارث بن مسكين قراءة عليه عن بن القاسم قال حدثنا مالك عن زيد بن أسلم عن عطاء بن يسار عن رجل من بني أسد قال نزلت أنا وأهلي ببقيع الغرقد فقال لي أهلي اذهب إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فاسأله لنا شيئا نأكله فذهبت إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فوجدت عنده رجلا يسأله ورسول الله صلى الله عليه وسلم يقول لا أجد ما أعطيك فولى الرجل عنه وهو مغضب وهو يقول لعمري إنك لتعطي من شئت قال رسول الله صلى الله عليه وسلم إنه ليغضب علي أن لا أجد ما أعطيه من سأل منكم وله أوقية أو عدلها فقد سأل إلحافا فقال الأسدي فقلت للقحة لنا خير من أوقية والأوقية أربعون درهما فرجعت ولم أسأله فقدم على رسول الله صلى الله عليه وسلم بعد ذلك شعير وزبيب فقسم لنا منه حتى أغنانا الله عز وجل

 

[-: 2388 :-] Ata b. Yesar, Esed oğullarından bir adamdan bildiriyor: Ailemle birlikte Bakiu'l-Ğarkad'de konakladık. Ailem bana: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e git de bize yiyecek bir şeyler iste" dedi. Resulullah'ın (s.a.v.) yanına gittiğimde ondan bir şeyler isteyen bir adamla karşılaştım. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) ise adama:

 

"Sana verebilecek bir şeyim yok" diyordu. Bunun üzerine adam öfke içinde ve: "Ömrüne and olsun ki sen ancak istediğin kişilere veriyorsun!" diye söylenerek çekip gitti. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) de ardından:

 

"Ona verebilecek bir şeyim yok diye adam bana kızıyor. İçinizden her kimin kırk dirhemi veya buna denk bir malı varsa ve yine başkalarına el açıyorsa haddini aşıyor demektir!" buyurdu. Ben de içimden: "Bizim süt veren devemiz kırk dirhemden daha fazla eder" dedim ve bir şey istemeden geri döndüm. Daha sonraları Resulullah (s.a.v.)'e arpa ve kuru üzüm gelince bize de ondan bir pay verdi ve Allah Teala'nın da lütfuyla kimseye muhtaç olmadık.

 

Mücteb8: 5/98; Tuhfe: 15640.

 

Diğer tahric: Ebu Davud (1627) ve Ahmed, Müsned (16411)

 

 

أنبأ هناد بن السري عن أبي بكر عن بن حصين عن سالم عن أبي هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا تحل الصدقة لغني ولا لذي مرة سوي

 

[-: 2389 :-] Ebu Hureyre/nin bildirdiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Kendine yetecek kadar malı olana veya çalışıp kazanmak için gücü kuvveti yerinde olana sadaka helal değildir" buyurdu.

 

Mücteba: 5/99; Tuhfe: 1241.

 

 

مسألة القوي المكتسب

92- Çalışıp Kazanmaya Gücü Olanın Sadaka istemesi

 

أنبأ عمرو بن علي ومحمد بن المثنى قالا ثنا يحيى عن هشام بن عروة قال حدثني أبي قال حدثني عبيد الله بن عدي بن الخيار أن رجلين حدثاه أنهما أتيا النبي صلى الله عليه وسلم يسألانه من الصدقة فغلب فيهما البصر وقال محمد بصره فرآهما جلدين فقال إن شئتما أعطيتكما ولا حظ فيها لغني ولا لقوي مكتسب

 

[-: 2390 :-] Ubeydullah b. Adiy b. el-Hiyar der ki: iki adamın bana bildirdiğine göre kendileri sadaka mallarından bir şeyler istemek üzere Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gittiler. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) baştan ayağa onları süzünce güçlü kuvvetli olduklarını gördü ve: "İstiyorsanız yine size vereyim, ama kendine yetecek kadar malı, çalışmak için de gücü kuvveti yerinde olana sadaka helal değildir" buyurdu.

 

Mücteba: 5/99; Tuhfe: 15635.

 

Diğer tahric: Ebu Davud (1633) ve Ahmed, Müsned (17972)